Hayatiniz boyunca köselerdeki gölgelerden, karanlik sokaklardan, anlatilan olaylardan korktunuz. Belkide inanmadiniz, dalga geçtiniz. Bazende ürperdiniz. Peki hiç merak ettinizmi, kimi zaman neden tüyleriniz diken diken oluyor, neden bir anda ürperiyorsunuz? Ölüm, size nekadar yakin oldugunu gösteriyor, küçük bir dokunusla.
Karanliklardan korkuyorsunuz, belkide korkmamalisiniz, belkide siz onlardan daha güçlüsünüz, ama siz nesiniz ? Gücünüzü kesfetmelisiniz! Hangi tarafta oldugunuz, biran önce. Vakit hizla geçiyor ve bilinçsizlik haliniz ölümünüzle bitecek. Sonsuz bilince ulasacaksiniz, ama bu arada benliginizi bulmalisiniz, yoksa sizde arada kalanlar gibi yok olursunuz. Ben halen hangi tarafta oldugumu bilmiyorum, karanlik yada aydnilik, sanirim bir orta taraf var. Bende oraya dahilim, inanmak veya inanmamak degil sorun. Inanmamak ve somut kanit istemek saçmaliktir zaten. Siz bana Tanriyi gösterebiirmisiniz ? Ama onu hissedebilirsiniz. Peki ölüm ? elle tutulurmu? Tabiki hayir, ama bir anda bir ürperti alir içinizi. Iste o ölümün dokunusudur size,o ani hatirlatmak ve nekadar yakininizda oldugunu bildirmek için. Bundan korkmamalisiniz, onunla yasamayi ögrendigimizde belkide daha rahat edecegiz, korkarak yasamaktansa. Rüyalarda dolasmaya çiktiginizda bu yazimi düsünün, orda siz herseysiniz. Güç sizsiniz, kullanabilidiginiz kadar güçlüsünüz. Hersey size kalmis! Uyandiginizda hatirlamaya çalisin rüyanizi, eger rüyalarinizi kontrol edebilirseniz yasaminizida kontrol edebilirsiniz.
Hepinize dolu dolu rüyalar diliyorum !
alıntıdır